DGRV
  • ALMAN KOOPERATİFLERİ KONFEDERASYONU TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİ

  • TEL: 0312 405 4168 - 69
  • FAKS: 0312 466 2118

DGRV Hakkında

DGRV – Alman Kooperatifleri Konfederasyonu

Raiffeisen-Hause

(Deutscher Genossenschafts- und Raiffeisenverband e.V.)

BVR – Alman Kooperatif Bankaları Federal Birliği (Bundesverband der Volksbanken und Raiffeisenbanken e.V.)
DRV – Alman Tarım ve Gıda Kooperatifleri Birliği
(Deutscher Raiffeisenverband e.V.)
ZGV – Alman Esnaf Birlikleri Merkez Birliği 
(Zentralverband Gewerblicher Verbundgruppen e.V.)
ZdK – Alman Tüketici Birlikleri Merkez Birliği 
(Zentralverband deutscher Konsumgenossenschaften e. V.)
GdW – Alman Konut ve Gayrimenkul Şirketleri Federal Birliği
(Bundesverband deutscher Wohnungs- und Immobilienunternehmen e.V.)

 

Giriş

Çoğu Avrupa ülkesinde de olduğu gibi, Almanya’da da kooperatifler önemli rol oynar. Kooperatifler piyasa ekonomisinde önemli aktörlerdir.

Almanya’da her dört vatandaştan biri bir kooperatifin üyesidir. Birleşmiş Milletler / Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun tanımına göre bir kooperatif, “demokratik idare edilen ve ortak mülkiyette bulunan bir işletme aracılığıyla ekonomik, sosyal ve kültürel meselelerini ve gayretlerini gerçekleştirmek isteyen, bağımsız bir kişiler birliğidir.”[1]

Halihazırdaki ekonomi krizinde kooperatifler istikrar sağlayıcı bir faktör olduklarını gösterdiler. Üyeleri teşvik etme görevi (member value/üye çıkarı) ve kısa süreli rant beklentilerine (shareholder value/hissedar çıkarı) odaklanmayan sürdürülebilir/kalıcı iş modelleri sayesinde krizin etkilerine karşı daha az duyarlılar.

Kooperatiflerin tarihsel arka planı

Almanya’daki kooperatiflerin anlayışına, 19. yüzyılın ikinci yarısında ilk kırsal tasarruf ve kredi kooperatiflerini kuran Friedrich Wilhelm Raiffeisen ve ilk şehir kooperatiflerini (örn. kunduracı kooperatifini ve ayrıca tasarruf ve kredi kooperatifleri) kuran Hermann Schulze-Delitzsch damgalarını vurdu. 19. yüzyıl ortasında Viktor Aimé Huber konut kooperatiflerinin kurucusu oldu, buna karşılık Eduard Pfeiffer tüketici kooperatiflerinin gelişmesinde etkili oldu.

Sonraki on yıllarda kooperatif düşüncesi tüm Almanya’da, tüm Avrupa’da ve tüm dünyada yaygınlaştı. Her yerde çok sayıda hane, çiftçi, ticaret esnafı ve zanaatkar Raiffeisen ve Schulze-Delitzsch prensiplerine dayalı olarak güçlerini birleştirdi. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri de ilk olarak 19. yüzyılda Schulze-Delitzsch tarafından 19. yüzyılda tasarlanan Alman kooperatifler yasasını kendilerine örnek aldı.

Buna rağmen Avrupa’da kooperatiflerin gelişmesi tek tip olmamıştır. Kooperatif felsefesi her yerde tarihsel gelişim içerisinde oluşmuştur ve güçlü ulusal özelliklere sahiptir. Yelpaze Almanya, Avusturya ve başka bazı ülkelerde yasal olarak formüle edilmiş, ağırlıkla ekonomik teşvik görevinden, Roman ve Güney Avrupa coğrafyasında bir “sosyal ekonominin” parçası anlayışına kadar uzanır.

Kooperatiflerin Modeli

Kooperatifler kişilerin gönüllü olarak, üyelerinin ekonomik, sosyal ve kültürel çıkarlarını ilerletmek amacıyla ortak bir işletme (ortak iş faaliyeti) içerisinde birleşmeleridir.

Almanya’da birbirinden son derece farklı alanlarda kooperatifler vardır, örneğin kooperatif bankaları, tarım sektörü ile bağlantılı kooperatifler, üretim kooperatifleri ve özellikle küçük orta boy işletmelerin (KOBİ) ticari birlik işletmeleri, tüketici kooperatifleri ve konut inşa kooperatifleri.

Bir kooperatifin kurulmasının hedefi, üyelerine piyasaya daha iyi erişim sağlamak ve onlar için avantajlı hizmetler sağlamaktır. Ortak iş faaliyeti kendine yardım, özyönetim ve kendi sorumluluğunu alma prensipleri ve demokrasi, eşitlik, adalet ve dayanışma değerleri üzerine kuruludur.

Kooperatif üyelerinin çifte işlevi vardır: Bir kooperatifin üyesi aynı zamanda hem sermaye sahibi, hem de müşteridir, kooperatif tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin tüketicisi ya da üreticisidir. Bu “kimlik prensibi” (üye ve müşteri veya personel arasındaki kimlik) bir kooperatifi başka işletmelerden ayıran ana ölçüttür.

Kooperatifler başka işletmelerle aynı çerçeve koşullarına tabidir ve böylelikle onlarla ve birbirleriyle de rekabet içerisindedir. Bu özgül işletme felsefesiyle kendini piyasada kanıtlamak söz konusudur.

AB hukukunda kooperatif

2003 yılına ait, bir Avrupa Topluluğu için Tüzük ile ilgili AB direktifi, “kooperatiflerin birinci planda, kendilerine ait prensiplere göre çalışan ve böylelikle başka ekonomi kuruluşlarından farklı olan kişi grupları ya da tüzel kişiler” olduklarına işaret eder. “Demokratik yapılar, denetim ve faaliyet yılına ait net kârın adil paylaşımı kooperatiflerin prensipleri arasındadır.”

AB Sözleşmesi 48 (2) maddesi kooperatiflere değinir ve onları açıkça “medeni ve ticaret hukuka tabi olarak kurulan şirketler ya da firmalar” kategorisine alır. Dolayısıyla kooperatifler bedel karşılığı işler yapan ve kendilerini bu bedel ile finanse eden “ticari işletmeler” (“Erwerbsunternehmen”) sayılır.

AB mevzuatı da böylelikle, kooperatiflerin piyasada faaliyet gösteren ve yaşama ve rekabet etme gücüne sahip olduklarını kanıtlamak zorunda olan işletmeler olduklarını ortaya koyar.

Ekonomik ve sosyal hedefler, kamu yararı, ama özel girişim çerçevesinde

Alman kooperatiflerinin büyük çoğunluğunda teşvik görevine ekonomik hedefler damgasını vurduğu halde, üyeleri tarafından bunun kararlaştırılmış olması şartıyla, bir kooperatif sosyal ve kültürel hedefler de izleyebilir. Almanya’da sosyal ve kültürel hedefleri bu temelde izleyen önemli sayıda kooperatif vardır (örn. hastaneler, huzurevleri, tiyatrolar ya da okullar). Ancak sosyal hedeflerin doğrudan teşviki gönüllü temele ve üyelerin özel girişimine dayanır, yasal bir yükümlülüğe değil.
Bu farklar kabul edilmek ve kooperatiflerin teşviki ile ilgili Avrupa belgelerinde ve hükümlerinde de saygı görmek zorundadır.

Böylelikle, kooperatiflerin açık üyelik prensibi yoluyla çok sayıda alandaki altyapılara umumi erişim sağladıkları açıktır. Ancak kooperatifler hiçbir şekilde kamu sektörünün bir parçası değildir. Alman kooperatifleri ve yapıları daha başlangıçlarından beri başka her özel işletme gibi, devlet müdahalelerinden bağımsızdır. Devlet yardımları sorunsalı bu nedenle Almanya’da mevcut değildir.

Almanya’da kooperatiflerin bugünü

Almanya’da kooperatifler ağırlıkla küçük ve orta ölçekli işletmeler arasındadır ve pek çok iş dalında piyasayı canlandırıcı bir faktördür. Kooperatiflerin mutlak sayısı yıllar içerisinde ekonomik yapı değişimi nedeniyle azalmıştır; buna karşılık kooperatiflerin pazar payı belirgin ölçüde artmıştır.

Kooperatifler grubu –7.000’den fazla kooperatif içindeki 20 milyondan fazla üye ile– Almanya’daki en büyük ekonomik kurumlardan biridir. Alman çiftçilerinin, bahçecilerinin ve şarap bağcılarının neredeyse tamamı bir kooperatife üyedir. Tüm zanaatkârların yaklaşık % 60’ı, tüm perakendecilerin %75’i, tüm fırıncıların ve kasapların %90’ı ve tüm bağımsız vergi müşavirlerinin %65’inden fazlası bir kooperatifin üyesidir. Kooperatifler kurumu tüm Almanya’da yaklaşık 830.000 insanı istihdam etmekte ve yaklaşık 35.000 insan için geniş kapsamlı eğitim programları sunmaktadır.

Almanya’daki kooperatif sektörü beş gruba ayrılabilir: Kooperatif bankaları, kırsal kooperatifler, ticari mal ve hizmet kooperatifleri, tüketici kooperatifleri ve konut inşa kooperatifleri ve onların birlikleri, merkez kooperatifler ve özel kurumlar.

Kooperatif bankaları

Kooperatif finans birliğinin temelini, iki merkez bankası, çeşitli “birlik işletmeleri” ve bölgesel birlikler tarafından desteklenen yerel kooperatif bankaları (Volksbank ve Raiffeisen bankaları) oluşturur. Ulusal birlik örgütü BVR’dir. Yerel düzeyde halen 1.156 bağımsız Volksbank ve Raiffeisenbank faaliyet göstermekte. Bu kredi kooperatifleri 13.100 banka şubesiyle Almanya çapında varlık göstermekte ve 90.000 personel çalıştırmakta. Bankalar ademimerkezi örgütlenmiştir, kendi bölgelerinde köklere sahiptir ve kendilerini orta sınıfın ortakları ve teşvikçisi olarak görmektedir. Bir kooperatif bankasında üyelik günümüzde de çok belirgindir. Kredi kooperatiflerinin yaklaşık 30 milyon müşteriye karşılık 16 milyondan fazla üyesi vardır.

Kırsal kooperatifler

Almanya’da tarım ve gıda sektörü alanında yaklaşık 2.395 kooperatif faaldir – bunlar yerelden uluslararası faaliyet gösteren kooperatiflere kadar uzanmakta. Bu işletmeler tarımın önemli ticaret ortakları olarak, çiftçilere işletme araçları sağlamakta ve onların, daha sonra talep odaklı olarak işlenen ve pazarlanan tarım ürünlerini satın almaktadır. Nitekim örneğin çiftçiler tarafından üretilen sütün yaklaşık %70’i kooperatifler tarafından toplanmakta ve üçte ikisi kooperatif sütçülük işletmeleri tarafından süt ürünlerine dönüştürülmektedir. Doğu Almanya’da, birden çok ailenin yönettiği tarımsal kooperatifler tarla tarımında ve hayvancılıkta önemli rol oynamaktadır.

Esnaf birlik grupları

Son derece farklı düzenlere sahip 1.362 kadar esnaf mal ve hizmet kooperatifleri, personel tarafından işletilen üretim kooperatiflerinin, okulların, enerji ve benzer uzmanlaşmış kooperatiflerin yanında, büyük çoğunluğuyla tüccarların, zanaatkarların ve serbest meslek sahiplerinin işbirliği örgütleridir. Bu kooperatif birlik grupları, kendilerine bağlı olan, genellikle küçük ve orta boy işletmeleri, verimli bir biçimde sadece kooperatif tarafından sağlanabilecek olan hizmetler sağlayarak destekler – klasik olarak ortak satın alma ve pazarlama faaliyetleri söz konusudur ve büyük işletmeler karşısında varlıklarını sürdürebilmek için gruplar artan ölçüde ortak markalar altında piyasaya çıkmakta.

Tüketici kooperatifleri

Tüketici kooperatifleri Almanya’da sınırlı bir rol oynar. Son derece yoğunlaşmış bir perakende sektörü onları büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Ancak özellikle köylerde ve büyük çok şubeli zincirler için cazip görünmeyen ve mal akışını garantilemek için girişimlerin oluştuğu şehir semtlerinde yeni kurulan kooperatifler artmaktadır. Tüketici kooperatiflerinin yarısından fazlası son beş yıl içerisinde kuruldu. Kooperatif sektörü tipik olmayan alanlara uzanmakta, örneğin okullar, engelli kişilere hizmet sağlanması, kültür kuruluşları, gazeteler, ekolojik ürünlerin dağıtımı, dünya dükkanları.

Konut kooperatifleri

2,17 milyon konut ile –konut mevcudunun yaklaşık yüzde onu– GdW içerisindeki konut kooperatifleri beş milyondan fazla insan için ekonomik olarak erişilebilir ve güvenli konut sağlamakta; bu kooperatifler şehirler ve semtler geliştirmekte. Kooperatif konutları modeli, kalıcı ve nesiller ötesi işletilen ortak mülkiyete dayalıdır. Kooperatif hizmet programı gayrimenkul etrafında çok sayıda hizmeti kapsamaktadır –yaşlı ve engelli sakinler için bakım hizmeti içeren konutlar, komşu buluşmaları, alışveriş yardım hizmetleri, üye şenlikleri, genç üyeler ve aileler için özel konut programları vs. Yatırım hacmi yılda 3,4 milyar Euro düzeyindedir.

“Avrupa Kooperatif Tüzüğü SCE” ve Alman kooperatif yasasında değişiklik

2003 yılında bir “Avrupa Kooperatif Tüzüğü”nün (SCE) çıkarılmasından beri Avrupa’da kooperatifler için ulusal ve Avrupa mevzuatı yan yanadır. Kooperatif tüzüğü kooperatiflerin sınır ötesi faaliyetini düzenlemektedir. Avrupa kooperatifi, ana merkezinin bulunduğu üye ülkede kayıtlı olmak zorundadır. Merkez, bir tasfiye ya da yeniden kayıt gerekmeden başka bir üye ülkeye de taşınabilir.

Şimdiye kadar “Avrupa kooperatifi” sayısı az da olsa, yeni hukuk statüsünün oluşturulması ulusal düzenlemeler üzerinde kalıcı etkiler yaptı. Bu örneğin, Alman kooperatif yasasında 18 Ağustos 2006 tarihli değişiklik için, teşvik amacının kültürel ve sosyal aktivitelere de açılması, tüzük özerkliğinin güçlendirilmesi, “yatırım yapan” üyelere izin verilmesi ve asgari sermaye şartları, resmi muhasebenin basitleştirilmesi ve kooperatif kurmanın kolaylaştırılması bakımlarından geçerlidir.

Tüzüğün Avrupa Komisyonu tarafından gözden geçirilmesi halen gündemdedir.

Almanya’da yeni kooperatifler

2005 yılından günümüze kadar Almanya’da yaklaşık 500 yeni kooperatifin kurulduğu belirgin bir şekilde gözlenmektedir. Bu eğilim gün geçtikçe devam ederek artmaktadır: 2008 yılında Almanya’da yaklaşık 180 yeni kooperatif kurulmuştur ve 2009 yılda yeni kurulan kooperatif sayısı 229 dur. Yeni kooperatifler çok çeşitli sektörlerde oluşmakta. Günümüzde kooperatif düşüncesinin çok sayıda ekonomi sektörünü yeniden canlandığı gözlemlenebilmektedir.

Sağlık hizmetlerinde tıpçılar ve ilişki ağları kooperatifler içerisinde örgütlendi. Avantajlar elde etmek ve yeni hizmet merkezlerinin oluşturulması amacıyla başka hizmet sunucularıyla çalışabilmek için kooperatifler içerisinde satın almakta ve pazarlama yapmaktadırlar. Enerji üretimi ve sağlama alanlarında da kooperatifler kurulmakta. Bu özel durumda vatandaşlar elektrik satın almak için birleşmekte ya da birlikte güneş enerjisi tesisleri işletmektedirler. Bu tür gelişmeler gıda maddesi perakendeciliği gibi sektörlerde de tespit edilebilmekte: Kırsal yörelerdeki gıda maddesi satıcılarının sayısı gerilemekte, bölge halkı buna bundan etkilenen yörelerin gıda ihtiyacını karşılamaya yönelik kooperatif dükkanları kurarak karşılık vermektedirler. Yeni kurulan konut kooperatiflerinde, örneğin yaşlılara uygun konut kullanımına hizmet eden yeni inşa edilen ya da modernize edilmiş binalarda birlikte yaşamakta projeleri söz konusudur.

Sonuçlar

Toparlamak üzere, kooperatiflerin halihazırdaki mali ve ekonomik kriz karşısında istikrar sağlayıcı rollerini kanıtlamış olduğunun önemi bir kere daha vurgulanmalıdır. Kendine yardım, özyönetim, üye dayanışması ve kooperatif üyelerinin çıkarına sürdürülebilir hedeflere yönelik bir iş politikası, anonimleştirici globalleşmeye ve kısa süreli hissedar çıkarına dayalı bir finans ve ekonomi sisteminin rant beklentilerine karşı özlü bir cevaptır. İşlerliğe sahip bir sürdürülebilir ekonomik ve toplumsal düzenin bu taşıyıcı sütununun hem ulusal hem Avrupa politikası ve mevzuatı ile korunması, teşvik edilmesi ve daha fazla geliştirilmesi her bakımdan yararlıdır.

Kooperatif birliklerinin ve özel kurumların dayanışma ve özyönetim çerçevesindeki destekleyici ve danışma işlevi de başarısını kanıtlamıştır ve kooperatiflerin istikrarlı bir şekilde gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Kooperatiflerin gelişmesini özel mülkiyete dayalı ekonomi bakımından destekleyen ve güvence altına alan tüm uzman bilgisi ve her türlü ihtisas yetkinliği burada toplanmıştır. Kooperatif birliği çalışması ve burada toplanmış bilgi birikimi bu nedenle politika ve yasa koyucu için sağlam bir politika danışmanlığı çerçevesinde paha biçilmez bir katkıdır.

Çoğunlukla küçük ve orta boy ve böylelikle uyum sağlama yeteneğine sahip işletmeler olarak kooperatifler çok sayıda AB politikasından etkilenmektedir. Kooperatiflerin gereksinimleri Avrupa düzeyinde yapılan her yasal çerçeve değişikliği sırasında birden fazla görev alanı kapsamında göz önünde tutmak ve her sonuç değerlendirmesinde gereken şekilde dikkate almak şarttır. Bu hem yeni muhasebe kuralları bakımından, yeni sermaye yatırma ve kredi düzenlemeleri bakımından, hem de daha sıkı ayrımcılığa karşı kurallar bakımından geçerlidir. Kooperatifler üyeler tarafından desteklenen ve üyelere yönelik işletme birimleridir. Ancak yasa gereği, bu üye topluluklarına katılmak isteyen herkese açıktırlar. Kooperatiflerin bu öze ilişkin özelliğine müdahaleler kooperatif düşüncesinin içini boşaltır ve bu sektörün ekonomik ve toplumsal düzenimizin genel bileşimi içerisindeki işlerliğini tehlikeye düşürür.

Kooperatifler ve birlikleri politikaya ve yasama organlarına işbirliğini ve desteği açıkça sunmaktadır. Avrupa Komisyonunun 2004 yılına ait kooperatiflerin teşvikine yönelik tebliği, Avrupa Birliği içerisinde kooperatifler kurumunun ortaklaşa geliştirilmeye devam edilmesi için iyi bir temel oluşturmaktadır.

[1]Ortak kooperatif değerleri ve prensipleri şunlardır: Gönüllü ve açık üyelik; üyelerin demokratik katılım ve denetim hakları (1 üye = 1 oy); üyelerin ekonomik süreçlere katılımı; özerklik ve bağımsızlık; öğrenim, mesleki eğitim ve bilgilendirme; kooperatifler arasında işbirliği; topluluğun meselelerini dikkate almak.